NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُسَدَّدٌ
حَدَّثَنَا
يَحْيَى عَنْ
سُفْيَانَ
حَدَّثَنِي
أَبُو مُوسَى عَنْ
وَهْبِ بْنِ
مُنَبِّهٍ
عَنْ ابْنِ
عَبَّاسٍ
عَنْ
النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
وَقَالَ
مَرَّةً
سُفْيَانُ
وَلَا
أَعْلَمُهُ
إِلَّا عَنْ
النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
قَالَ مَنْ
سَكَنَ
الْبَادِيَةَ
جَفَا وَمَنْ
اتَّبَعَ
الصَّيْدَ
غَفَلَ وَمَنْ
أَتَى
السُّلْطَانَ
افْتُتِنَ
Bir defasında Süfyan
es-Sevrî şöyle dedi: Nebi sallallahu aleyhi ve sellem:
"Çöl'de oturan kimse(nin
huyu) sertleşir. Av peşinde gezen gafilleşir. (Fasık) sultanların kapısın)a
giden, fitneye düşer" buyurdu.
İzah:
Tirmizî, fiten; Nesaî,
sayd; Ahmed b. Hanbel, Müsned 1-357, 11-371, 440.
Hadis-i şerifde, çölde
eyleşen kimselerin kalplerinin katılaşacağı, mizaçlarının sertleşeceği, ömrünü
av peşinde geçirenlerin gafîlleşeceği, fasık idareci kapılarında ömür
tüketenlerin de fitneye duçar olacakları ifade buyurulmaktadır.
Gerçekten çölde
oturanlar, kendilerine güzel ahlaklı, yumuşak huylu olmanın manasını ve
faziletini öğretecek ilim adamlarıyla buluşmaktan, irşad meclislerine
katılmaktan mahrum kaldıkları için, kalblerinin gıdalarını hakkıyla alamazlar.
Dolayısıyla kalpleri her gün biraz daha sertleşir ve katılaşır. Neticede o
kimse katı kalpli, kötü huylu bir adam haline gelir.
Av peşinde gezen kimse,
zamanla kendisini ava o kadar çok kaptırır ki, etrafında olup bitenlerden
haberi olmadığı gibi, Allah'ın emir ve yasaklarını da unutmaya başlar. Neticede
kendisini tamamen nefsinin ve şeytanın pençesine teslim etmiş gafil bir insan
olur.
Zalim idarecilerle
düşüp kalkan kimseye gelince; bunlar iki tehlikeye maruz kalmaktan hali
değillerdir.
1. Ya o zalim sultanın
keyfi hareketlerini ve uygulamalarını tasdik ederler ve onun zulmüne iştirak
etmiş olurlar.
2. Yahut da onların bu
hareketlerine karşı çıkarlar ve kısa zamanda onların hışmına uğrarlar.